Hatay Kadınlar Birlikte Güçlü platformu adına antakya köprü başı ulus meydanında yapılan basın açıklamasında.
BirGün Gazetesi yazarı Timur Soykan, 3 Aralık'taki "Karanlık dünya bir çocuğu yuttu: Tarikat karanlığında henüz 6 yaşında…" başlıklı yazısında, İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.’yi 2002’de altı yaşındayken imam nikahıyla 29 yaşındaki müridi olan Kadir İstekli ile ‘evlendirdiğini’, kadının çocukluğu boyunca cinsel istismara uğradığını yazmıştı.
Yaşananlar, H.K.G.’nin şikayetiyle ortaya çıkmıştı. “Utancın Fotoğrafları"nda daH.K.G.’ye çocuk yaşta gelinlik giydirildiği ve ‘nişan’ yapıldığı basına yansımıştı.Haberi yapan gazeteci Timur Soykan sosyal medyada yargılanması talebiyle hedef gösterildi.Çocuk istismarlarına ses çıkarmayanların Timur Soykanı hedef göstermesini kabul etmiyor , çocuk istismarı aklanamaz diyoruz.
Ülke gündemine de balyoz gibi düşen bu olay kuşkusuz “Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı”dır ve çocuğun yaşama ve gelişme hakkının ihlalidir ve dünya ayağa kalkmalıdır.
Son dönemde bu karanlık yapılar içinde artarak süregelen, biri bitmeden diğerinin gündeme geldiği erkek ve kız çocuklarına yönelik cinsel istismar vakaları bütün toplumun vicdanını yaralamış, yaralamaya devam etmektedir.
Çeşitli dernekler, odalar, sendikalar, partiler, gruplar, kişiler yaşanan olay sonrasında açıklamalar yapmışlar, olayın ortaya çıktığı 3 Aralık’tan itibaren de gerek görsel gerek yazılı basın gerekse de sosyal medyada tepkiler dile getirilmiştir.
Ancak çocukların cinsel ve fiziksel istismarı, sadece kınama açıklamaları ile geçiştirilemeyecek kadar önemli, münferit olarak kabul edilmeyecek kadar da toplumsal bir soruna dönüşmüştür.
Zira ülkemizde çocuklara yönelik istismar vakaları son 10 yılda %700 artmıştır. Ülkemizin dört bir yanındaki adliyelerde her yıl on binlerce çocuğa yönelik cinsel istismar davaları açılmaktadır.
Sadece bu rakamlar ve oranlar bile son günlerde H.K.G. şahsında gündeme oturan bu sorunun ne kadar vahim boyutlara ulaştığını ve ne kadar yaygın bir hale geldiğini ortaya koymaktadır. Üstelik bunlar sadece kayıtlara geçen rakamlar olup, sorunun gerçekte bundan çok daha büyük olduğu malumdur.
Olayın gündeme gelmesinden sonra Vakıf, İsmailağa Cemaatine bağlı Hiranur Vakfının kurucusu olan Yusuf Ziya Gümüşel’i internet sitesinden kaldırarak kendisini temize çekeceğini, Gümüşel’in vakıfla ilişkilendirilmesinden kurtulacağını varsaymıştı. Yusuf Ziya Gümüşel’in adını siteden kaldırmanın bu suçu örtbas etmenize izin vermeyeceğine belirtiyoruz. Bu karanlık yapılar içinde yaşanan ve gündeme gelen çocuğa yönelik cinsel istismar vakaları artık toplumsal bir sorun haline gelmiştir.
Ayrıca yakın zamanda görevden alındıktan hemen sonra ‘çocuğa istismar ‘suçlamasından tutuklanan MHP Diyarbakır İl Başkanı Cihan KAYAALP’ın beraat ettiğine tanık olduk.
Beraat gerekçesinin ‘Çocuk cinsel eylem anında güldü,rızası var.’ şeklinde beyan edilmesi ,16 yaşındaki çocuğun ‘rızası varmış gibi göstermiş olduğunun kabulü’ hukukun ne şekilde işlediğinin en açık örneklerinden biridir.
İstatistikler 1,5 milyonu aşkın kız çocuğunun eğitim sisteminin dışında bırakıldığını göstermektedir.
Eğitime devam etmeyen kız çocukları şiddet, istismar riski altında yaşamlarını sürdürmekte, çocuk yaşta evliliğe maruz bırakılmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı ise bu konuda hiçbir çalışma yürütmemekte aksine cemaat, tarikat ve vakıflarda yaşanan istismar vakaları ortadayken, onlarla protokoller imzalayan Bakanlık bu karanlık yapıların okulların içine girmesine izin vererek çocukları istismara açık hale getirmektedir.
Eğitimin dinselleştirildiği bu süreçte, dini tarikat ve cemaatlerin çocuklara ve topluma karşı işlediği suçların hasıraltı edilmeye, suçların üstü örtülmeye çalışılmaktadır.
Ancak bizler çocuklarımızı bu karanlığa teslim etmemek için gerçeği ısrarla söylemeye devam edeceğiz. Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, Lanzarote Sözleşmesi gibi çocuğu koruyan uluslararası sözleşmeleri uygulamayan, failleri aklayan, cezasızlık politikalarında ısrar eden yargı, çocukları korumayan kolluk kuvvetleri, evlilik yaşının 12’ye düşürülmesini isteyen Diyanet İşleri Başkanlığı, laik ve eşit eğitim hakkını yok sayan, cemaatlerle iş birliği yapan Milli Eğitim Bakanlığı, tekçi, gerici ve cinsiyetçi temelde bir toplum inşasını hedefleyen siyasi iktidar çocuk yaşta evliliklerin ve istismarın suç ortağıdır. 6 yaşındaki çocukları evlendiren, istismarı meşrulaştıran gerici, ataerkil zihniyetinizi kabul etmiyoruz! Çocuklarımızı karanlığınıza teslim etmeyeceğiz.
Laik, eşit ve demokratik bir toplum, çocuklarımıza özgür bir dünya bırakma mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz!
Öyleyse en kısa zamanda ve planlı olarak çocukların cinsel istismarını yaratan eril ve cinsiyetçi söylemin ortadan kaldırılması için çok yönlü ve yaygın bir eğitim programının uygulanması ve bunun bir devlet politikası haline getirilmesi, bundan daha önemlisi bu durumu besleyen eril söylemlerin ve cinsiyetçi dilin yaşamın her alanında mahkûm edilmesi ve daha da önemlisi İstanbul Sözleşmesine yeniden dönülmesi gerekmektedir.
Ayrıca Çocuk Hakları Sözleşmesinin Çocuğa Karşı Ayrımcılık Yasağı, Çocuğun Yaşama ve Gelişmesinin Sağlanması, Çocuğun Yüksek Yararının Gözetilmesi, Çocuğun Katılım Hakkının Sağlanması olan dört temel ilkesinin esas alındığı kanuni ve toplumsal düzenlemelerin acilen yaşama geçirilmesi gerekmektedir.
Çocuğa yönelik cinsel istismar bir insanlık suçudur!
"LAİK, EŞİT, DEMOKRATİK TOPLUMU YENİDEN İNŞA ETME MÜCADELEMİZDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ.
Video Haber : ⬇️⬇️⬇️