CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, 

Hatay İlimizin anavatana ilhakının 85’inci yıldönümü vesilesiyle söz almış bulunmaktayım; Sizleri ve ekranları başında bizi izleyen yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.

85. yıldönümümüz vesilesiyle, Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde esir kalamaz" sözleriyle Hatay’dan asla vazgeçilmeyeceğini tüm cihana haykıran ve Hatay’ı şahsi meselesi olarak gören başta Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü, Hatay Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen’i, Bağımsız Hatay Parlamentosu üyelerini minnet ve saygıyla anıyorum.

Değerli Milletvekilleri,

Hatay Ulu Önder Atatürk’ün dehasıyla, tek kurşun atılmadan Anavatan’a ilhak eden son il! Ulu Önder Atatürk’ün hasta olmasına rağmen Hatay’a sahip çıktı.

Ama Siz 23 yıllık iktidarınızda 1 kez bile Hatay’a sahip çıkmadınız.

Hatay’a 23 yıldır üvey evlat muamelesi yapıyorsunuz.

Önce Hatay’a 400 bin Suriyeliyi doldurdunuz.

14 ülkeye açılan kapılarını kapattınız.

Bakın şu üstte gördüğünüz resim

Tarım kenti Hatay,

Ticaret kenti Hatay,

Kültür kenti Hatay,

İnançların buluştuğu kent Hatay,

Medeniyetlerin kenti Hatay,

Gastronomi kenti Hatay,

Mozaik kenti Hatay,

Su kenti Hatay’ın resmidir.

Sokakları olan, sokaklarında yaşam olan, mutlu insanların yaşadığı Hatay’ın resmidir.

Şu altta gördüğünüz de iktidar tarafından hizmetten yoksun bırakıldığı için, ötekileştirildiği için depremde yerle bir olan Hatay’ın resmidir. 17 aydır ilkel yaşama mahkûm edilen, bir derdi bile çözülmeyen, sorun üstüne sorun bindirilen Hatay’ın enkaz resmidir.

Şimdi bazı iktidar milletvekilleri itiraz ediyorlar. Neye itiraz ediyorsunuz? Düşünün bakalım depremde niye en çok Hatay yıkıldı, niye en çok Hataylılar öldü? Hatay’a hak ettiği hizmeti yapsaydınız, yeteri kadar hastane yapsaydınız, Belen-Antakya otoyolunu yapsaydınız, depremde Hatay’a 3 gün geç gelmeseydiniz, çığlıklarımızı duysaydınız, bu kadar yıkım, bu kadar ölüm olur muydu?

Değerli Milletvekilleri, depremin üzerinden 17 ay geçti…. Hiçbir sorunumuzu çözemediğiniz gibi; Beceriksizliğinizle, rant merakınızla, masa başından iş yapma aymazlığınızla sorun üstüne sorun yaratıyorsunuz. Bakanlar geliyor, sadece bakıp geri gidiyorlar.

Koskoca 17 ay geçti, 218 bin insanımız hâlâ konteynırda yaşıyor. 218 bin insanımızı 17 aydır 21 metrekarelik konteynıra mahkûm ettiniz.

Hatay insanına söz verdiniz dediniz ki istemediğiniz bir yeri rezerv alan yapmayacağız. Her Allah’ın günü bir bölgeyi rezerv ilan edip insanların evini yıkıyorsunuz. Sözünüzde durmuyorsunuz.

Şimdi depremzede insanların elektriğini kesiyorsunuz. Elektrik bağlatma zorunluluğu getirdiniz. Elektrik bağlatmak için vatandaşın anası ağlıyor. Aplikasyon isteniyor, numarataj isteniyor, emlak beyanı isteniyor.

Bir halka bu kadar zulüm edilmez. Allah Size akıl, fikir, vicdan ihsan eylesin.

Konteyner çarşılar kuruldu diye ballandıra ballandıra haberler yaptırdınız. Esnaf iş yapamıyor, yalıtım yok, klima mutlaka şart. Tuttunuz bu esnafın da elektriğini kestiniz. Bu durumdaki Hatay esnafından, İstanbul’daki bir esnafla aynı sigorta primini, aynı vergiyi ödemesini istiyorsunuz.

Bu mu Hatay’a sahip çıkma anlayışınız?

Söz verdiğiniz evleri teslim etmediğiniz gibi kira yardımını kesiyorsunuz. Hatay yıllardır Türkiye’ye en çok vergi veren 7. İl… Bu mu vicdan?

Hatay’da esnaf, tüccar, iş insanı finansmana ulaşamıyor. Hatay’a imkân tanımak yerine dışardan getirdiğiniz firmalara ihaleler veriyorsunuz, Hatay’ı burada da görmemezlikten geliyorsunuz.

Buradan iktidara defalarca seslendim: Hatay’ı özel afet bölgesi ilan edin dedim. Sigorta primini, vergisini, kredi faizini, 2 yıl almayın, yoksa Hatay’ı kaybederiz dedim. 17 aydır duymamazlıktan geliyorsunuz.

İnsanımızın elektriğini kesiyorsunuz; rezerv alan ilan edip ruhsat alarak güçlendirme yapan insanımızın evlerini yıkıyorsunuz; yol yapma bahanesiyle zeytin ağaçlarını söküyorsunuz; konteynır kent kuracağım diye tarım arazilerini kurutuyorsunuz…

Allah aşkına söyleyin, siz Hatay’ı bitirmeye and mı içtiniz?

Ulu önderimiz Atatürk Hatay mücadelesi sırasında şöyle der: “Büyük Meclis'in kürsüsünden milletime söz verdim: Hatay'ı alacağım...” ben de Büyük Millet Meclisi’nin kürsüsünden söz veriyorum iktidarın bu çelmelerinden yılmayacağız, CHP olarak Hatay’ı sahiplenmeye devam edeceğiz, Hatay’ı ayağa kaldırana kadar mücadeleye devam edeceğiz.

Hatay benim de şahsi meselem diyen, seçildikten sonra ilk Hatay’’ı ziyaret eden, Hatay’ı asla sahipsiz bırakmayan Genel Başkanımız Özgür Özel’e de teşekkür ediyorum.